25 Aralık 2016 Pazar

Geç Kalanlar


            Cumartesi günlerini çok seviyorum. Hele bir de tiyatro izleyeceksem daha çok seviyorum. Dün biraz erken gittim Üsküdar'a. Arkadaşımla kahve içtikten sonra biraz boğazı seyredelim dedik. Ne muhteşem bir görüntü ( şimdi aklıma geldi neden fotoğraf çekmedim ki). Her havada ayrı güzel bu boğazın görüntüsü. Dünün yağmurlu ve kasvetli havasında da çok ama çok güzeldi. Soğuğu iliklerime kadar hissettikten sonra, tiyatroya doğru yürümeye başladım. Bu yürüyüş sayesinde Üsküdar'ın yokuşlarında yeniden ısınmış oldum.

        Dün Geç Kalanlar oyununu izledim. Tiyatroda bir tane bile boş koltuk yoktu. Oyun başladığında da anladım neden boş koltuk olmadığını. Tahmin ettiğiniz gibi oyun çok etkileyiciydi.


       Oyunun yazarı Pervin Ünalp'miş ( kendisini tebrik ediyorum), yönetmeni Nihat Alpteki, oyuncuları ise: Elçin Atamgüç, Zafer Kırşan, Defne Gürmen, ve Vildan Gürelman.

        Oyuncuların hepsi muhteşem bir performans sergilediler. Hatta o kadar muhteşemdi ki oyunun sonunda boğazımda bir yumruk, gözlerim dolu dolu çıktım salondan. İnsan tiyatroda ağlar mı yahu? Uyarmadın demeyin, bu oyunda ağlayabilirsiniz.


      Oyunun metni kitap olsa altını çizeceğim not alacağım pek çok cümleyle doluydu. Hayata dair pek çok ders içeriyordu. Kadın erkek ilişkilerine dair çok güzel sorgulamalar vardı. En önemlisi kırgınlıklarla geçirdiğimiz bir dolu zamanımızı nasıl boşa harcadığımızı anlatıyordu oyun, tabi ki özür dilemenin ve affetmenin de öneminden bahsediyordu. Çoğumuzun söylemekte zorlandığı "seni seviyorum" sözünün önemini kafanıza vura vura gösterirken gözleriniz dolu dolu oluyordu.


       Bence bu oyunu herkes izlemeli. Ders alınacak çok fazla şey var. Hatta GEÇ KALMADAN izlenmeli. Buradan hemen oyunun ismine de gönderme yapmış olayım. Hayatta bazı şeylere geç kalındı mı hiçbir anlam ifade etmiyor. İşte oyunun asıl vermek istediği mesaj bu. Geç kalmadan özür dileyin, geç kalmadan affedin, geç kalmadan seni seviyorum deyin.

       Buradan şehir tiyatrolarına teşekkür etmek istiyorum. İzlediğim iki oyunda da ( Cyrano de Bergerac) mest olarak çıktım. İyi ki tiyatro var. İyi ki sanat var. Teşekkürler...

       

2 yorum:

Mai dedi ki...

Methini çok duydum ama gerçekten ve gerçekten gözleriimi dolduracak hiç bir şey istemiyorumbugünlerde..hayat yeterince dram.
Gülmekten ve gülümseyebilmekten başka isteğim yok şu aralar...sevgiler

Derdest fikirler dedi ki...

Aynı duyguları paylaşıyorum Kadriye. Hakikaten hayat sürekli bir dram halinde geçiyor.

Yorum Gönder