20 Şubat 2015 Cuma

Üçbuçuk Öykü


      Sabah başladığım akşam bitirdiğim adı gibi üçbuçuk öyküden oluşan harika bir Patrick Süskind kitabı. Kitap, toplam 88 sayfa ve (bana göre) dört öyküden oluşuyor. Bunlar:
  1. Derinlik Baskısı: İlk öykü genç bir ressamla ilgili. Resimlerini sergildikten sonra gelen bir eleştiriden dolayı hayatı ve yaratcılığı engellenir. O'nu eleştiren kişi ressamın eserlerinin derinlikten yoksun olduğunu söyler. Ressam bu eleştiriden sonra nasıl derinlik elde edeceğinin araştırmasını yapar, bu süre zarfında yaptığı hiçbir eseri de beğenmez. En sonunda bunalıma girer ve intiharı seçer. Olumsuz eleştiriyi çok güzel anlatan bir hikaye. Okurken büyük bir keyifle okudum.
  2. Bir Çatışma: Bu hikaye ise bir satranç oyununu anlatır. Yazarın kullandığı dil o kadar akıcı ve güzel ki satranç bilmeme rağmen büyük bir heyecanla okudum. İzleyicisiyle yarışmacılarıyla süper bir öyküydü. 
  3. Maitre Mussard'ın Vasiyeti: Bu öykünün kahramanı, Dünya'yı midyeye benzeten bir kuyumcudur. Hastadır ve yatalaktır. Bir gün bahçesinde midyeye benzeyen bir taş bulur ve bu taş üzerinde bir takım araştırmalara girer. En sonunda kendiside dahil her şeyin bir büyük midyeden ortaya çıktığına inanır. Hastalığı çok ağır olduğu için ölür ve hemen ardından yazar bir sayfalık bir metin daha ekler. Bu defa Mussard'ın uşağı, Mussard'ın cenaze törenini anlatmaktadır.
  4. Amnesie in Litteris: Beni en çok etkileyen öykü bu oldu. Neden derseniz? Buradaki kahramanı kendime benzettim de ondan. Bu öyküde kahraman okuduğu kitapları unutan, kitaptan söz edildiğinde belli belirsiz bir kaç şey hatırlayan bir kişidir. Ben onun kadar vahim olmasamda yıllar önce okuduğum kitapları o kadar hayal meyal hatırlıyorum ki,  tıpkı buradaki kahraman gibi kitaplarla ilgili belli belirsiz bir kaç şey anımsıyorum. Hatta bu unutkanlığımdan kurtulabilmek için kitap gruplarına katıldım ve bu bloğu açtım. Bloğumdaki temel amaç aslında okuduğum kitapları hem sizlerle paylaşmak hem de kendime hatırlatmak ( okuduğu kitabı tekrar satın alın bir kişiydim, şaka değil gerçek ne yazık ki) . Bu öyküde,  yazınsal bellek kaybına uğrayan bir kişiyi anlatıyor. Aslında kişi kendisini bize anlatıyor.Ve öyküyü çok güzel bir cümleyle bitiriyor: " Yaşamını değiştirmelisin." Bence bu son cümlede yaşama bir mesaj olmalı. Blog ve kitap gruplarımla ben sorunumu büyük ölçüde çözdüm. Darısı bu sorunu yaşayan diğer kişilerin başına diyerek yazımı bitireyim.

4 yorum:

burcu dedi ki...

Öykü kitaplarını ben de çok severim. Bu kitabı daha evvel okumamıştım, hatta hakkında çok şey duyduğumu da söyleyemem. Sürükleyici olduğunu belirtmişsin. Elime geçerse aynı keyifle okurum sanıyorum.

Derdest fikirler dedi ki...

Beğeneceğini düşünüyorum :) keyifli okumalar diliyorum

kitaplarla beslenmek dedi ki...

İlk kez bu kitabı gördüm. Bu yazar Koku yu yazan değil mi?

Derdest fikirler dedi ki...

Evet Koku kitabının yazarı.

Yorum Gönder