22 Nisan 2015 Çarşamba

Dönüşüm



            Çok uzun zamandır kitap okuyamıyordum. Zola'nın Din ve Laiklik Çatışması adlı kitabı elimde kalmıştı. Buradan yanlış anlaşılmasın Zola'nın kitabı çok güzel, okuyamamak benden kaynaklanıyor. Bende ara ara okuyamama hastalığı ( hastalık diyorum çünkü kitap okuyamadığım zaman mutsuz oluyorum) baş gösteriyor, bir süre kitap okuyamıyorum. Sonra da hani acıkırsınız acıkırsınız sonra masadaki tüm yemeklere saldırırsınız ya işte öyle bir iştahla yoğun bir kitap okuma sürecine giriyorum. Sanırım yavaş yavaş kitap konusunda acıkma noktasına gelmişim.
     
           Bu açlıkla, tam yirmi yıl sonra tekrar, dün oturdum Kafka'nın Dönüşüm kitabını okudum. İlk okuduğumda üniversite yıllarındaydım ve Gregor Samsa'nın neden bir böceğe dönüştüğünü anlaymamıştım. Hatırlıyorum kitabı da sıkıcı bulmuştum ve bir an önce bitsin diye okumuştum.

             Yıllar yani yaş kesinlikle kitapları anlamamızda çok önemli bir faktör. Dün bu kitabı yeniden okuduğumda, büyük bir zevk ve merakla okuduğumu farkettim . Merakla okudum, çünkü kitabın sonunda ne olduğunu hatırlamıyordum ( acaba yıllar önce kitabı bitirmemiş olabilir miyim? Kitapları yarım bırakmak pek adetim değildir ama???). Kitabı bitirdikten sonra önsöz ve sonsöz kısımlarını da okudum. Kitabın çevirmeni Ahmet Cemal'e teşekkür etmek istiyorum. Hem çevirisi çok güzeldi ( dupduru bir Türkçe'yle yazılmış) hem de önsöz ve sonsözde ki yazıları açıklayıcı ve bilgilendiriciydi. Kitabın en son kısmında ise Kafka'nın mektuplarından ve güncesinden Dönüşüm'le ilgili pragraflar eklenmişti.

            Benim okuduğum kitap Can Yayınları'na aitti. Yukarıdaki fotoğrafta Can Yayınları'nın kitap kapağı. Bunu neden vurguluyorum, çünkü kapağın üzerinde böcek resmi var. Kitapta Kafka'nın mektuplarını okurken yayınevine yazdığı bir mektupta kapakta böcek fotoğrafı olmamasını özellikle rica eder. Keşke Can Yayınları da bu ricaya uysaydı ve hatta Kafka'nın hayalindeki kitap kapağını yapsaydı.

           Gelelim kitbın konusuna: Kitabın ana kahramanı Gregor Samsa, bir sabah uyandığında kendisinin böceğe dönüştüğünü görür. Kendisi ve ailesi bu durumdan dolayı dehşete kapılır, ama yapılacak bir şey yoktur, bir süre sonra durumu kabullenirler. Odasından hiç çıkmaz ve doğal olarak işinden de kovulur. Bu süre zarfında kız kardeşi Grete, O'na en yakın olan kişidir. Odasıyla ve yiyecek gibi ihtiyaçlarıyla kızkardeşi ilgilenir. Zaman geçtikçe Gregor'un bu durmu ailesini daha çok rahatsız etmeye başlar ve içten içe ondan kurtulmak isterler. sonunda açlıktan ve hastalıktan ölür ve ailede rahat bir nefes alır. Hatta Gregor'un öldüğü gün gezmeye dahi çıkarlar.

          Kafka'nın aslında anlatmaya çalıştığı şey; farklı olan kişilerin, gerek aileleri ve gerekse diğer insanlar tarafından nasıl dışlandığı, sürüye uyulduğu sürece problem olmadığı ama sürüden farklı olunca nasıl baskı altında kaldıkları anlatılmaya çalışmış. Bunun içinde olabilecek en kötü ( benim için geçerli bu) örnek seçilmiş ve böceğe dönüştürülmüş.

        Hakikaten çevremizde gördüğümüz ve böcek muamelesi yaptığımız çok farklı ve sıradışı yaşayan insanlar var. Onları dışlıyoruz çünkü bize benzemiyorlar, çünkü bizim gibi olmuyorlar. Bizim gibi olmamaları onları aşağılamamıza bile neden oluyor. Dedikodu yapıyoruz, alay ediyoruz, baskı kuruyoruz. Ne için? Bizim gibi olması için. Sanki bizler çok matah kişileriz...

          Kafka müthiş bir eser vermiş ve çok güzel anlatmış, dışlanmayı, baskıyı ve sonunda yok etmeyi. Ben beğenerek ve üzerinde de düşünerek okudum. Eğer okumadıysanız tavsiye ederim mutlaka okuyun.

2 yorum:

Gül Akça dedi ki...

Ben henüz okumadım (böcek fikri beni rahatsız ediyor sanıyorum) ama kitaplığımda var bir gün okurum diye düşünüyorum... Oğlum lisedeyken okumuştu ödev olduğu için ve aynen sizin yazdığınız gibi son birkaç sayfayı okumadı :) bizdeki de Can yayınları ama stil değiştirmeden önceki beyaz kapaklı Can'lardan ve kapağında Kafka'nın resmi var böcekli olanını hiç elime alamazdım herhalde :) teşekkürler, sevgiler...

Derdest fikirler dedi ki...

Yorum için çok teşekkür ederim, okuduğunuz zaman seveceğinizi düşünüyorum. Kitap güzel ama bittiğinde şöyle buruk bir duygu bırakıyor. Sevgiler...

Yorum Gönder