4 Eylül 2017 Pazartesi

Kelebeğin Rüyası

                Hep duyduğum nedense izlemeye bir türlü fırsat bulamadığım bir filmdi. Arkadaşım Esra yazın izlerim diye DVD'sini verişti bana. İlginçtir onu da izleyemedim. Geçen bir televizyon kanalında görünce izlemeye başladım.


        Beni tanıyan herkes bu filmi mutlaka izlemem gerektiğini söylerdi. Filmi izleyince neden böyle söylediklerini anlamış oldum. Buram buram edebiyat, buram buram şiir kokan bir filmmiş. Tek kelimeyle enfesti ve ben mest olarak izledim.


           2013 yapımı filmin yazarı, senaristi ve yönetmeni Yılmaz Erdoğan'dı. Filmde de Behçet Necatigil karakterini canlandırıyordu. Öykü gerçek yaşamdan alınmıştı. Başrollerinde ise Mert Fırat, Kıvanç Tatlıtuğ, Belçim Bilgin ve Farah Abdullah oynuyordu. Her oyuncu rolünün hakkını sonuna kadar vermişti. Ama ben özellikle Kıvanç Tatlıtuğ'u ayrıca çok beğendim.



       Filmde, iki genç şairin şiir ve edebiyat dolu hayatı anlatılırken bir yandan da veremle mücadeleleri de anlatılıyordu. Hastalıklarına rağmen özellikle Rüştü Onur'u ( Mert Fırat ) çok hayat dolu bir sanatsever olarak gördüm. Muzaffer Tayyip Uslu ( Kıvanç Tatlıtuğ)  ise daha içe kapanık ama konu sanatsa girişken olan bir şairdi. Rüştü ve Muzaffer çok iyi arkadaştır. Onların en önemli destekçisi ise orada öğretmenlik yapan Behçet Necatigil'dir.


        İlgimi çeken şeylerden biri filmdeki iki kadın karakterin şiir ve edebiyatla ilgilenmemesi bunun yerine ikisinin de sporla ilgilenmesi oldu ( gerçi Suzan daha sonra edebiyat öğretmeni oluyor). Sanırım o dönemlerde şiir biraz daha erkeklere aitti kim bilir. Şimdi düşünüyorum da o döneme ait kadın şair hatırlamıyorum. Bu konuyu edebiyat öğretmeni arkadaşlarıma da soracağım.

    Ben filmi çok beğendim. Benim gibi izlemeyeniniz varsa ve şiire edebiyata tutkuyla bağlıysanız bu filmi mutlaka izleyin derim.

2 yorum:

burcu dedi ki...

İyi hatırlattın. Ben de izlemedim hala. Üstelik Kıvanç ve Mert'i de pek severim.

Derdest fikirler dedi ki...

İyi seyirler :)

Yorum Gönder