8 Mart 2017 Çarşamba

Yedinci Gün

      İhsan Oktay Anar okumadıysanız mutlaka okuyun diyerek yazıma başlamak istiyorum. Yazarın Galiz Kahraman adlı kitabı haricinde diğer bütün kitaplarını okudum. Hepsini de çok ama çok sevdim.
            
 
         İhsan Oktay Anar'ın kitapları bana hep masal gibi gelmiştir. Büyüklere masallar. Kitapları genelde Eski İstanbul'da geçer. Kahramanlarından birinin ismi de hep İhsan olur. Bu kitapta da iki İhsan var. Biri baba İhsan Sait diğeri ise oğul Ali İhsan.
          Okuduğum son kitap Huzursuzluk'tu ve son cümlesinden ise evrenin altı günde yaratıldığı yedinci gün ise dinlenmeye geçildiği yazmıştı. Oradan hareketle ben de yedinci gün kitabına başladım.         
 
  Yazarın en dikkat çekici yanı Osmanlıcaya hakimiyeti. Eski Osmanlı hikayelerini anlatırken de bu dilden fazlasıyla yararlanır. Yanlış anlaşılmasın ben Osmanlıca bilmiyorum ama kitaplarını okuyabiliyorum. Yazarın diğer bir özelliği ise mizahi bir dille hikayelerini anlatması ( bazı yerleri okurken tebessüm edebilir, bazı yerlerde kahkaha dahi atabilirsiniz). Bir diğer özelliği ise hikayelerini büyülü bir gerçeklikle anlatması.
 
 
Ege Üniversitesi'nde Felsefe profesörü olan yazarımızın hikayelerinde filozofları da görebilirsiniz ( felsefeci olması ayrıca sevmeme neden olan bir özelliktir). Eğer daha önce hiçbir kitabını okumadıysanız Puslu Kıtalar Atlası adlı kitabıyla okumaya başlamanızı tavsiye ederim.
 

2 yorum:

feride'sviolet dedi ki...

Puslu kıtalar atlası ve kitabül hiyel kitaplığımda okunmayı bekliyor;)

Derdest fikirler dedi ki...

Her iki kitabı da çok sevmiştim :)

Yorum Gönder