4 Kasım 2014 Salı

Spor ve Beslenme Günlüğü 4 / Pilates

             Pilates, çok uzun süredir sürekli duyduğum ama yapmaya hiç yanaşmadığım sporlardan biriydi. Nedense bir şey, çok konuşulduğunda ya da  herkes tarafından yapıldığında ben onu hemen moda olarak algılıyorum ve kesinlikle  yapmak istemiyorum.  Tıpkı bestseller olan kitapları okumak istememem gibi. Yapmak istemememde ki bir diğer neden ise bu konuda Ebru Şallı'nın sürekli örnek verilmesiydi. Bana göre O, bir mankendi ve spor hocası olmadığı için de dikkate almamak gerekiyordu.


              Kuzenim Melda uzun süredir Pilates yapıyor ve sürekli olarak bana bu sporun yararlarından bahsediyordu.Yalnız kendisini,  kilo konusunda problem yaşarken görmediğim için beni fazla ikna edememişti. Beni bu konuda ikna eden kişi ise diğer kuzenim Başak oldu. Başak'ın hem kilo problemi vardı hem de ciddi bir duruş bozukluğu vardı. Sadece televiyondaki hareketleri ( Ebru Şallı'nın pilates dersleri) uygulayarak ve yürüyüş yaparak sekiz ayda hem 12 kilo vermiş hem de duruş bozukluğu tamamen düzelmişti. İnsanın gördüğü, duyduğundan her zaman daha etkili oluyor. İşte bundan dolayı ben de Pilates'e başlama kararı aldım ve önyargıyla yaklaştığım Ebru Şallı'nın derslerini uygulamaya başladım. Hepsiburada.com'dan da pilates seti satın aldım ( çok ekonomik oldu tavsiye ederim).

       Bir yandan pilates ve yürüyüşlerimi düzenli yaparken bir yandan da internetten araştırmalar yaptım. Pilates hocalarının videolarını izledim, bu konuyla ilgili yazılar okudum ve öğrendiklerimle kendime bir program hazırladım. İlk zamanlar hem yürüyüş hem de pilatesi aynı gün yapıyordum ve bu çok yorucu oluyordu. İnternetten araştırdıklarımla kendime yeni bir program hazırladım: Bu programa göre; haftada bir gün kaslarımı dinlendiriyorum, üç gün tempolu bir saat yürüyüş yapıyorum üç günde Ebru Şallı'yla pilates yapıyorum. Hiç diyet yapmıyorum, sadece yediklerimi abartmıyorum. Tatlı da hamur işi de dahil canımın çektiği her şeyi yiyorum ( bu moralimin de düzelmesini sağladı, diyetle strese girmiyorum artık).




           Benim anladığım kadarıyla Pilates, yoga ve aerobik hareketlerinin karışımıyla ortaya çıkmış bir spor. Geçmişte hem yoga hem de aerobik yaptığım için hareketler bana hem çok tanıdık hem de kolay geldi. Hiç zorlanmadım diyebilirim.

         Pilates'in kurucusu ise Joseph Pilates'miş. En ünlü sözü ise şuymuş:
 
     "10 derste farkı hissedeceksiniz. 20 derste farkı göreceksiniz ve 30 derste yepyeni bir vücudunuz olacak."

       Sanırım benim 14 veya 15 ders oldu. Gerçekten de farkı hissediyorum. Vücudum baya esnedi, kendimi daha enerjik hissediyorum.  İlerleyen zamanlarda yeni bir vücudum olmuş mu olmamış mı tekrar yazarım. Ama bildiğim bir gerçek var:  Sadece yürüyüş ve pilatesle ve de hiç diyet yapmadan bir ayda 2.5 kilo verdim. ( Burada şunu eklemekte fayda var: Pilates zayıflatmaz sadece vücudunuzun sıkılaşmasını ve incelmesini sağlar. Ben zayıflamak istediğim için düzenli olarak yürüyüşe de ağırlık veriyorum)  Spor programıma aynen bu şekilde devam edeceğim. İlerleyen zamanlarda gelişmeleri de yazacağım. Şimdiden yaza nasıl gireceğimi merakla beklemekteyim. Herkese spor ve sevgi dolu günler diliyorum... 

         



1 yorum:

Özlem Mertler dedi ki...

Pilatesin çakralar üzerindede etkili olduğunu okudum ve bu dasada çok sevmeme neden oldu.

Yorum Gönder