İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda bu sezon oynamaya başlayan Komşum Hitler oyununu, Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde izledim. Oyuna büyük bir beklentiyle gittim. Beklentimi yüksek tutmamın iki nedeni vardı: Birincisi oyunun yazarı Ali Cüneyd Kılcıoğlu'ydu ( daha önce İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı oyununu izlemiş ve çok beğenmiştim), diğeri ise bu oyunu izleyip çok beğenen bir arkadaşımın övgüleriydi. Beklentim yüksek olunca oyundan hayal kırıklığıyla döndüm. Oyunda tek beğendiğim şey dekor oldu.
Oyunun konusunu beğendim. Sanal alemle çok güzel dalga geçmiş. İnsanların sosyal paylaşım sitelerine nasıl bağımlı olduklarını çok güzel sahnelemişlerdi. Ama insanların birer Hitler'e dönüşünün nasıl olduğunu tam verememişlerdi.
Oyunda pek çok şeyi de anlayamadım: Bunları şöyle sıralayabilirim ; ev sahibinin oturma odasında ne sakladığı, içerden gelen fil sesinin ne anlama geldiği, yediklerinin insan eti olup olmadığı, oturma odasına giren kameramana ne olduğu, bu insanların Hitler'in yaşadığına neden inandığı... Aklıma gelenler bunlar. Neyse fazla uzatmayayım. Beklentim yüksek olduğu için ben çok beğenmedim oyunu. İsterseniz bir de siz izleyip, öyle karar verin. Kimbilir belki benim anlamadıklarımı sizler anlarsınız.
23 Ocak 2015 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Aynı soruları bende sordum oyundan çıkarken..Eğreti durmuş sanki her şey.
"Eğreti durmak" sözünüze katılıyorum. Yorumunuz için teşekkür ederim.
Yorum Gönder