Oyunun yazarı Tuncay Özinel, yönetmeni Göksel Kortay ve oyuncusu ise Defne Yalnız'dı. Tek kişilik ve iki perdelik bir oyundu. Tek kişilik oyunlar her zaman risklidir. Seyirci, sahnede nedense hep başkalarını da arar. Bu nedenle tek kişilik oyunlarda oyuncuya çok iş düşer. Tüm konu tek bir oyuncunun mimiklerine ve sözlerine kalır.
Şu ana kadar tek kişilik çok oyun izledim ve şuna karar verdim: Bizim sanatçılarmız tek kişilik performanslarda olağanüstü başarılılar. Burada hemen aklıma gelen isimler; Genco Erkal, Berkay Tulumbacı, Olcay Kavuzlu, Aliye Uzunatağan.... daha da sırlayabilirim aslında. Mesela yakında Hamlet oyununa gideceğim Bülent Emin Yarar oynuyor, daha gitmeden sanatçının performansının çok iyi olacağından eminim. Çünkü başta da söylediğim gibi oyuncularımız çok ama çok iyiler.
Defne Yalnız bu oyunda eski bir aktrisi canlandırıyor. Bu aktris, 60 yaşında işsiz ve parasızdır. Unutulduğu için artık anılarıyla yaşayan yapayalnız bir insandır. O gün doğum günüdür. Kendisi için bir parti düzenler. Bir yandan da hiç çalmayan telefonun çalmasını bekler. İlgi görmek, hatırlanmak ve kutlanmak ister. Ama ne yazık ki kimse aramaz. Arayan hep kendisi olur. Sonunda beklediği misafirleri gelir. Arkadaşları gelmiştir ama normalde gelen kimse yoktur. Gelenlerin hepsi sanatçının hayal dünyasıdır. Hatta basın bile gelir ve sanatçının doğum günü kutlamalarının fotoğraflarını çekerek ropörtaj yaparlar, tabi bunlarında hepsi hayaldir.
Oyunun konusu ve Defne Yalnız'ın oyunculuğu muhteşemdi diyebilirim. Eğer tiyatrodan hoşlanıyorsanız bu oyunu kaçırmamanızı tavsiye ederim. Oyunun sonunda ayakta alkışlamak isteyeceğinizden eminim. Yazımı, oyunun tanıtım yazısından bir cümleyle bitirmek istiyorum. Çok beğendim bu sözü ve sizlerle paylaşmak istedim:
"Sadece kalabalıklar içinde yalnızlığı yaşayanlar, yalnız kaldıklarında kalabalık olurlar."
0 yorum:
Yorum Gönder